Sizi Mehmet Amca ile tanıştırayım. Kendisi Van Çavuştepe Kalesi’nin bekçisi… O “Son Urartulu” olarak da tanınıyor.
Mehmet Amca, Mehmet Kuşman, askerden döndüğünde kalede arkeolojik kazılar başlatılmış. Profesör ona bekçilik teklif ediyor ve o da kabul ediyor. Kazılar sırasında bir kitabeye rastlıyorlar. Profesör, Mehmet Amca’ya “Bir kitabe bulduk kazılarda ama bunları kime okutacağız” diye sohbet ederken, Mehmet Amca “Siz profesörsünüz, siz okuyamaz mısınız” der. O da bunun kendi branşı olmadığını, Sümerologların alanı olduğunu söyler. “Hocam peki ben öğrenemez miyim” deyince, profesör güler ve “Sen ilkokul diplomanla bunu okuyamazsın” der. Mehmet Amca biraz üzülür ve asistanlarına durumu anlattığında “istersen öğrenebilirsin” derler.. Mehmet Amca ondan sonra bakkaldan bir defter ve bir de kalem aldığını söylüyor. Önce kazıda çıkan kitabelerde yazanları çizmiş defterine sonra da düşmüş yollara… İran, Irak, Suriye, Gürcistan, Ermenistan derken buralarda bulunan tüm kitabeleri defterine geçirmiş. 3 yılın sonunda Urartu Alfabesi’ni çözmeyi başarmış. 54 harften oluşuyormuş alfabe, onların her bir harfi, bizim iki harfimiz, hece gibi diyor Mehmet Amca…
56 yaşına gelince emekli ediyorlar Mehmet Amca’yı… Ama gönlü razı gelmiyor kaleyi bırakmaya… Yeniden bekçiliğe başlıyor ama bu sefer ücretsiz, sadece bazalttan yaptıkları objeleri satma izniyle…
Başında bir kasket var Mehmet Amca’nın… Üzerinde Urartuca yazılar yazmış kendi… Hikayesini anlatıyor şapkasının… “2013’te beşinci kez ABD’ye davet edilmiştim bir seminer için… Bu şapkayı aldım oradan, 10 dolara… Burada şapka o zamanlar 2 TL falan. Burada yazıyor ki, Mehmet Kuşman Amerikalı seni aldatmış” gülüyor kendisi de… “2018’de Amerikalı misafirler ziyarete geldi kaleyi. Şapkada ne azdıklarını sordular. Rehbere anlatmayayım desem de o anlat dedi. Aynı hikayeyi onlara da anlattım. Bir kadın çantasından 10 dolar çıkarıp bana verdi. Anlatma artık bunu gelenlere yırt at dedi” diyor ve ekliyor “Ben paramı kurtardım ama anlatmaya devam edeceğim” 🙂Mehmet Amca dünyada Urartu dilinin bilen sayılı insandan biri… Çocuklarını da okutmak için büyük emek vermiş hatta birine de bu bilgi mirasını aktardığını söylüyor gururla… Kısa metrajlı bir filmi de var; Son Urartulu…
Onun gibi azimli, değerlerine sahip çıkan, yaşına rağmen gülüryüzü, espriyi, sanatı beraberinde taşıyan bir beyefendi ile tanışmak benim için onurdu… Ben de alıyorum bazalttan hazırladığı bir kolyeyi, istersem yapamayacağım birşey olamayacağını tekrar hatırlatsın diye bana…
